
Hye-Young, Amsterdam’da yaşayan genç ve güzel bir ressamdır. Şehrin en işlek meydanında insanların resimlerini yaparak ve kendi tablolarını satarak geçimini sağlamaktadır. Park Yi ise, şehirde uluslar arası uyuşturucu trafiğinde önemli rol oynayan Kore mafyasının emrindeki bir kiralık katilidir. Park Yi, bir papatya tarlasında resim yaparken gördüğü Hye-Young’a aşık olur.. Onun çalıştığı meydanı karşıdan net bir şekilde gören bir daire kiralar ve hergün onu izler. Ancak kendini gösterme cesaretini bulamaz. Bunun yerine hergün saat 4:15’de onun dükkanının önüne bir demet papatya bırakıp, “çiçekler” diye bağırıp ortadan kaybolmaktadır. Bu gizemli hayranından hergün aynı saatte çiçekler alan Hye-Young, hiç görmediği bu adama aşık olmuştur. Bir gün, Hye-Young kalabalık meydanda çalışırken, tesadüfen saat 4:15’de elinde bir demet papatya ile karşısına bir adam çıkar. Ama bu adam, uyuşturucuların peşindeki İnterpol dedektifi Jeong Woo’dur ve o sırada takiptedir. Ama bunlardan habersiz Hye-Young, bu adamı kendisine hergün çiçekler gönderen, papatya tarlasında karşıya daha rahat geçebilsin diye onun için küçük bir köprü yapan katil Park Yi sanar. Dedektif Woo’da Hye-Young’a aşık olmuştur. Ama Hye-Young için tesadüfler gerçek aşkın yönünü şaşırtmış, biri katil, diğeri polis iki adamı da içinden çıkılması zor bir dönemece sokmuştur..

2dk 30sn

2dk 2sn

1dk 37sn

2dk 5sn

2dk 8sn

2dk 19sn

2dk 19sn

1dk 48sn

1dk 31sn

2dk 21sn

1dk 45sn

1dk 21sn

1dk 21sn

1dk 13sn

2dk 7sn

2dk 27sn

2dk 22sn

1dk 30sn

2dk 25sn

2dk 18sn

2dk 31sn

2dk

2dk 29sn

2dk 42sn

2dk 25sn

1dk 52sn

1dk 28sn

1dk 34sn

1dk 15sn

1dk 37sn

1dk 26sn

2dk 8sn

1dk 22sn

2dk 34sn

1dk 44sn

2dk 10sn

2dk 43sn

2dk 54sn

2dk 28sn

2dk 17sn

2dk 29sn

2dk 30sn

30sn

1dk 14sn

3dk 26sn

1dk 3sn

2dk 39sn

2dk 51sn

2dk 22sn

1dk 45sn

2dk 24sn

2dk 41sn

1dk 53sn

2dk 4sn

2dk 39sn